İbrahim


İbrahim (Arapça: إبراهيم, İbranice: אברהם Avraham) yaklaşık olarak M.Ö. 20. yy'da yaşamış dini şahsiyet. Batı literatüründe Abraham olarak geçen isim;İbranice abba, Arapça'da abu(baba) ve İbranice am, Arapça'da amm(halk, kamu, amme ,genel) sözcüklerinin birleşimden oluşur ve Halkın Babası anlamına gelmektedir. Musevilik ve Hristiyanlığa göre din büyüğü, İslam'a göre peygamberdir. İshak ve İsmail'in babasıdır. Bu nedenle Yahudilerin ve Arapların atası olduğuna inanılır.

İslam'da İbrahim
1410-11 yılları arasında Şiraz'da basılmış minyatür (Gurbenkyan koleksiyonu, Lizbon)
Kur'anda bir çok ayette ismi açıkça geçmekte olan bir peygamberdir. İslam'a göre günümüzde bulunan İbrahimî dinler var olmadan önce kendisine Allah tarafından peygamberlik verilmiştir. Allah kendisine samimiyetinden dolayı "Halil" yani dost sıfatını vermiştir. Günümüzdeki Halil İbrahim söylemi buradan gelmektedir. Ayrıca, İbrahim Peygamber'in "Hanif" yani Allah'ın birliğine inanan, Allah'a ortak koşmayan biri olduğu özellikle belirtilmiş ve Onu sevenlerin de Allah'ı bir olarak bilmeleri ve Allah'a ortak koşmamaları istenmiştir.
Kuran'da İbrahim Peygamber'in, özellikle Allah'a şirk koşan putperestlerle ve kendini ilah sayan yöneticilerle yaptığı çetin mücadele anlatılmaktadır. Bu mücadelesi sonucu ona cevap veremeyenler, onu ateşe atarak cezalandırmak istemişler fakat bunda başarılı olamamışlardır. Ateş İbrahim için bir gül bahçesine dönüşmüştür.

İslam'da İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etmesinin istenmesi konusundaki imtihanı önemli bir yer tutar ve her yıl Kurban Bayram'ında bu olay da yad edilir.
Bu konu Saffat Suresinde şöyle anlatılmaktadır:

100 - (İbrahim) “Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla.”
101 - Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.
102 - Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.
103,104 - Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!”
105 - “Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.”
106 - “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.”
107 - Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık.
108 - Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.
109 - İbrahim’e selam olsun.
110 - İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız.
111 - Çünkü o mü’min kullarımızdandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder